30 Aralık 2016 Cuma

Yusuf Nalkesen ve Egeli Bestekarlar Konser verdi

Mustafa Dinçkol’un yönettiği, Güzin Cabbar tarafından sunulan, Nazilli Kaymakamlığı Türk Sanat Müziği Korosu Yusuf Nalkesen ve Egeli Bestekârlar konseri dinleyenleri hayran bıraktı. Nazilli Belediyesi Mehmet Yüzügüler Tiyatro Salonunda gerçekleştirilen konsere Nazilli Kaymakamı İbrahim Küçük, Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, AK Parti eski Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Latif Akgün Meclis Üyeleri, Daire Müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı.

2 Bölüm halinde gerçekleşen konserde Yusuf Nalkesen, Avni Anıl ve Selim Öztaş’ a ait besteler Koristler ve solistler tarafından seslendirildi. Nefes kesen konserde Kuşadası’ndan gelen misafir sanatçılar da sahne aldı. Salondakileri adeta kendilerinden geçiren konser sonunda tüm koristlere yeni Kaymakam İbrahim Küçük, Belediye Başkanı Haluk Alıcık ve AK Parti Aydın Eski Milletvekili Ahmet Ertürk tarafından çiçek takdim edildi. Tamamı dolu olan salondaki dinleyiciler Nazilli Kaymakamlığı Türk Sanat Müziği Korosunu dakikalarca ayakta alkışladı.

İki yeni kitap daha Bursa Belgeliğinde sergilenecek

‘Nûn ve Kalem’ ve ‘Sultan Murad Hüdavendigar ve Balkanlar’da Osmanlı Türk Medeniyeti İzleri adlı iki kitap Bursa belgeliğine eklendi.

Bayezid Paşa Medresesi’nde yapılan kitap tanıtımında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, evrensel bir değer olan Bursa’da tarihi değerlerin orijinal kimlikleriyle geleceğe taşındığına işaret ederek, “Tarihî ve kültürel değerlerimizi Bursa’ya kazandırmanın yanı sıra şehrin bilgi birikimini de geleceğe taşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi, adeta bir yayın evi gibi çalışıyor. Bursa belgeliğine kazandırılan yeni eserlerimiz ‘Nûn ve Kalem’ ile ‘Sultan Murad Hüdavendigar ve Balkanlar’da Osmanlı Türk Medeniyeti İzleri’ adlı kitaplarla bu döneminde kent belgeliğine kazandırılan 306. esere ulaştık” dedi.

Eserlerle ilgili bilgiler veren Başkan Altepe, ‘Nûn ve Kalem’ adlı eserde hüsn-i hat sanatının dünden bugüne bütün yönleriyle ele alındığını belirtirken, ‘Sultan Murad Hüdavendigar ve Balkanlar’da Osmanlı Türk Medeniyeti İzleri’ adlı kitabın da Türkçe, İngilizce, Arnavutça ve Sırpça olmak üzere 4 dilde hazırlandığını ve kitabın Balkanlar’da Türkiye lobisi oluşturulması için önemli bir eser olacağını söyledi.

Başkan Altepe, “Kur’an-ı kerim Mekke’de nazil olmuş, Mısır’da okunmuş, İstanbul’da yazılmıştır. Kur’an’ın İstanbul’da yazılmasından kasıt, tabii ki İslam yazı sanatının estetik zirvesine Osmanlı’da ulaşmasıdır. Hattat Şeyh Hamdullah ile başlayan süreçte estetik ölçü ve hassasiyetler, hüsn-i hat sanatının en güzel örneklerini ortaya çıkarmıştır. Günümüz hattatları aracılığı ile bu gelenek sürdürülüyor” dedi.

Recep Altepe, ömrünü bu sanatın gelecek nesillere aktarılmasına adayan Muin Eriş’in, yeni kuşaklara ilham vereceğini söyledi. Bursa’nın her sokağına kitap yazılacak bir şehir olduğunu hatırlatan Başkan Altepe, Bursa’nın Balkanlar’daki etkisine işaret ederek, ‘Sultan Murad Hüdavendigar ve Balkanlar’da Osmanlı Türk Medeniyeti İzleri’ kitabının da önemine vurgu yaptı.

Başkan Recep Altepe, Bursa’dayken ilim ve fikir adamları ile elverdiğince birlikte olmaya gayret gösteren Sultan Murad’ın manevi hayatın güzelliklerini yaşadığını, bunu hayatının her safhasında, çevresine hissettiren bir şahsiyet olduğunu anlattı. Altepe, “Kitaba araştırma ve yazılarıyla katkı koyan Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Hüseyin Algül, Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, Prof. Dr. Osman Çetin ve Büyükşehir Belediyesi, Bursa Araştırmaları Merkezi, Kültür A.Ş. ve bütün belediye çalışanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Muin N. Eriş de, hat sanatıyla tanışmasın ve kitabın hazırlık safhasını anlattı. Bu sanata duyduğu aşkın 1955 yılında henüz 15 yaşındayken, babasının kendisine verdiği bir levhayla başladığını anlatan Eriş, eserin hazırlığında kendilerine destek olan Başkan Altepe’ye ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Büyükşehir Belediyesi bürokratları ile eserlerin hazırlığında destek olan Bursa Araştırmaları Merkezi ve Bursa Kültür AŞ temsilcilerinin de katıldığı tanıtım toplantısının sonunda Muin N. Eriş, ‘Nûn ve Kalem, Dünden Bugüne Hat Sanatı’ adlı kitabını Recep Altepe için imzaladı.

Trabzon Büyükşehir Belediyesinden engelliler için kurs

14-29 yaş arası vatandaşların yararlandığı proje kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları ile çamura şekil verilerek unutulmaya yüz tutmuş çömlekçiliğin gelişmesine katkı sunuldu.

Engellilere yönelik hazırlanan projeye, çömlekçilik sanatını öğrenmek isteyen engelsiz vatandaşların başvuruları da kabul edilirken, Trabzon Büyükşehir Belediyesinin Esentepe Mahallesi’nde bulunan hizmet binasında oluşturulan atölyede verilen kursta 125 kişi eğitim gördü. 5 hafta süren kursta, atölye çalışmalarına Anadolu Üniversitesi Seramik Bölümünden Prof. Dr. Ayşegül Türedi Özen, Yrd. Doç. Saadettin Aygün ve öğretim görevlisi Kamuran Ak katılarak kursiyerlerle birlikte oldu.

Proje kapsamında Devlet eski Bakanı Hasan Gemici moderatörlüğünde yapılan panelde Prof. Dr. Sonay Çevik, Yrd. Doç. Dr. Funda Kurak Açıcı, TMMOB ve İç Mimarlar Odası Başkanı Muhittin İnce, İzmir Balçova Belediyesi ve BM Engelli Hakları Masası’ndan Rıza Mutkilioğlu ve Sakatlar Derneği Trabzon Şube Başkanı Tayfun Serdar; engelli hakları, engellilerin sorunları ve çözümleri, evlerde engellilerin hareketlerini kolaylaştıracak, tasarım ve mobilya örnekleri ile Trabzon’da bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi sunumunda bulundu.

28 Aralık 2016 Çarşamba

Karagözün dönüşü geleneksel türk tiyatrosu

Sanat Yönetmeni Cumhur Seval, Yönetmen Semih Yetimoğlu ve Sahne Amiri Ercan Seval’in yer aldığı dev kadro, “Karagöz’ün Dönüşü” ile kasım ayından itibaren Erzurum’un ilçelerinde tiyatro severlerle buluşuyor. Tekman ile başlayan turne programı Tortum ve Aziziye ilçelerinde gerçekleştirilecek olan gösterimlerle sona erecek. Sanat Yönetmeni Cumhur Seval, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen’in talimatıyla yavrularımıza Geleneksel Türk Tiyatrosu’nu anlatıyoruz. İlçelerimizde gündüz çocuklara eğitici animasyonlar veriyoruz.

Çocuklarımıza kültürel kimliğimizi, okumanın önemi, kötü alışkanlıklar edinmemeleri gerektiği, milli ve manevi duyguların önemini skeç ve yarışmalarla anlatıyoruz. Akşam ise büyüklere ‘Karagöz’ün Dönüşü’ adlı oyunumuzla Geleneksel Türk Tiyatromuzun en güzel örneklerini sahneliyoruz” dedi. Tiyatro sanatının önemine vurgu yapan usta tiyatrocu Seval, şunları kaydetti: “Bir toplumun kültürel kimliğinin gelişiminde sanatın katkısı inkâr edilemez. Milli ve manevi değerlerimizin birikimini yaşatmak ve geleceğe taşımak için çabalayan bir güçtür sanat. Çocuklarımızın ve gençlerimizin tiyatro sanatı ile tanışması, bir sanat etkinliği içinde kendini, diğer insanları ve çevresini daha iyi tanıması, tiyatro sanatı ile tanışarak bu sanatın zenginliklerinden pay alması, ortak çalışma ve üretmeyi öğrenmesi, kendine olan güvenin artması gibi eğitsel boyutları vardır. Tiyatro kültürü, gelişmiş bir toplumda kendini başkasının yerine koyarak düşünme kültürünü geliştirir. Tiyatro, çocuklarımızın gelişmişlik düzeyine erişmeleri için yararlıdır. Bu nedenle tiyatro kültürünün benimsenmesi, çocuklarımızın yaşamını sanatlaştırabilmesi açısından da vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak görülmelidir. Bu projeyle, bugüne kadar hiç tiyatro izlememiş çocuklarımızın ayağına giderek onlarla tanışıyor ve çocuklarımızı geleceğe hazırlıyoruz.

Türk toplumunun yurt ve güzellik sevgisini, dil ve kültürünü yüceltmek, Türkçeyi en güzel şekilde seslendirmek, Türk kültürünü besleyerek, temel değerler üzerinde doğru yargılara varmasını sağlamak, sanat ve estetik duygusunu geliştirmek biz sanatçıların en temel vazifesidir.”

Bulutsuzluk Özlemi ziyareti

Konser için Mersin’e gelen grup üyeleri, önce Kadın Üretici Pazarı’nı ziyaret ederek üretici kadınlarla sohbet etti. Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’ın da yer aldığı ziyarette, Anadolu’yu ziyaretlerinde sık sık böylesi yöresel ortamlarda bulunmaya çalıştıklarını ifade eden grup üyeleri, alışveriş yapma imkanı da buldular.

Ardından DownCafe’ye giderek yemek yiyen grup üyeleri, down sendorumlu çocuklarla tanışarak sohbet ettiler. Çocukların servis yaptığı DownCafe’de yemek yiyen grup, sunulan yöresel yemekleri çok beğendiklerini ifade ettiler.

Yılmaz Morgül ve ekranları başında gafı

Acun Ilıcalı'nın sunduğu Survivor programına katıldıktan sonra ekranların tekrar aranan yüzleri arasına giren Yılmaz Morgül, yine Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu Tv 8 ekranlarında Yılmaz Morgül ile Mutlu Günler Türkiye programını sunuyor.

Pazartesi günü sunduğu programda büyük bir gaf yaptı. Hakan Altun'u konuk aldığı dünkü programında, programın finalinde rahmetli Yılmaz Gürses'in "Elveda Gençliğim" adlı şarkısını seslendirdikten sonra merhum sanatçıyı saygıyla andığını belirten Morgül, sonrasında herkesi şaşırtan gaf'ını yaptı.

Yıldırım Gürses'in TRT sanatçısı olan eşi Ayla Gürses'in ekranı başında olduğunu belirtip, "Ayla Hanım'a sevgilerimi sunuyorum" dedi. Halbuki Ayla Gürses geçtiğimiz yıl 69 yaşındayken gözlerini hayata yumup, hakk'ın rahmetine kavuşmuştu.

Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını Tiyatro Oyunu

Oyun sona erdiğinde, izleyiciler Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını adlı oyunu ve oyuncularını ayakta alkışladı.

Efeler Belediyesi bünyesinde oluşturulan ‘Efeler Belediye Tiyatrosu’ ilk sınavını Aydın Kültür Merkezi Dr. Hidayet Sayın Salonu’nda verdi. Arkın Selek’in eğitmenliğindeki belediye tiyatrosunun ilk oyunu olan ve Güngör Dilmen’in yazdığı ‘Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını’ isimli oyunu Efeler Belediye Başkanı M. Mesut Özakcan tiyatroseverler ile birlikte izledi. Dakikalar öncesinden salonu hınca hınç dolduran sanatseverler oyunu beğeni ile izlerken, iki perdelik oyun ayakta alkışlandı. Oyun sonunda sahneye çıkan Belediye Başkanı M. Mesut Özakcan, oyunun yönetmenliğini üstlenen Arkın Selek ve tüm oyunları tek tek tebrik ederek günün anısına Selek’e çiçek takdim etti.

Başkan Özakcan, “Değerli müzisyenlerimizin icrası, oyuncu kardeşlerimizin yetenekleri ile hepimiz güzel bir zaman dilimi yaşadık. Tabi ki bu etkinlikler seyircilerimiz ile güzel, onların ilgisi ve alakası ile güzel. Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en zor döneminden geçiyor. Bu Cumhuriyet, bu devlet, bu demokrasi ülkemize kolay gelmedi. Bunların önemini ve değerini bilmeliyiz. Artık yeni acılar yaşamak istemiyoruz. Bu güzellikleri yaşamak varken, savaş ve terör niye? Önümüzdeki süreçte bu acıları yaşamadığımız, daha güzel anları birlikte paylaştığımız mutlu bir Türkiye diliyor, katılımlarından dolayı tüm sanatseverlere teşekkür ediyorum” dedi.

27 Aralık 2016 Salı

Behzat Ç. hangi kanalda ne zaman başlayacak?

Güneri Civaoğlu'nun sunduğu Şeffaf Oda’ya konuk olan başarılı oyuncu Erdal Beşikçioğlu, bir dönem ekranları kasıp kavuran Ankara polisiyesi dizisinde canlandırdığı Behzat Ç. karakterinin ekranlara döneceğinin müjdesini canlı yayında izleyiciler ile paylaştı.

Son aylarda geri döneceğine ilişkin yayılan iddiaları sevilen dizi karakteri Behzat Ç.’nin ekranlara döneceği haberi dizinin hayranlarını heyecanlandırmıştı. Beşikçioğlu, "Dizinin izleyiciler ile buluşması için dijital platform Blu TV'yle görüşmelerimiz devam ediyor” diyerek, internetten izlenebileceğinin sinyallerini vermişti. Bugün ise programda yaptığı açıklama ile 13 bölümden oluşacak şekilde Behzat Ç. çekeceklerini ve yaza da ekranlarda olacağını bildirdi.

İçimdeki Fırtına başlıyor

Genç oyuncular Merve Boluğur, Gizem Karaca, Yusuf Çim ve Burak Yamantürk, “İçimdeki Fırtına” adlı yeni dizide bir araya geldi. Yönetmenliğini Doğan Ümit Karaca’nın yaptığı dizide, iki düşman kardeşin hikayesi kurgulanıyor. Yakında Star TV ekranlarında başlayacak olan “İçimdeki Fırtına”, kardeşi Deniz’in (Gizem Karaca) nişanlısı Emre’ye (Yusuf Çim) âşık olan Ezgi’nin (Merve Boluğur) onları ayırmak için yaptığı planın kontrolden çıkmasıyla başlayan olaylar zincirini izleyicilere aktaracak.

Kıvanç Tatlıtuğ hakaret davasını kazandı

Kıvanç Tatlıtuğ, dava ile ilgili medya'ya yaptığı açıklamada, "Soner Yalçın, 31.03.2016 tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde ben ve ailem ile ilgili olarak gerçekle hiçbir ilgisi olmayan, bir yorumda bulunmuş, beni ve ailemi tanımadığımız 'bir tarikat' ile ilişkilendirmiş, bu nedenle gerek bende ve gerekse ailemde büyük üzüntü ve öfke yaratmıştı." Aile Avukatımız Dr. Yalçın Kavak, kendisine gönderdiği elektronik postada, yazılanların gerçekle hiç bağdaşmadığını ve kamuoyunda yaratılmak istenen yanlışlığın düzeltilmesini istemiş, ancak Soner Yalçın bu yanıtımızı kamuoyuna yansıtmamıştır. Bunun üzerine Avukatımız vasıtasıyla, kendisine karşı İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış, Soner Yalçın tarafından bizlerle ilgili olarak yazılan hususların gerçekleri yansıtmaması, kamuoyunu yanıltılması, bizleri üzmesi ve öfkelendirmesi nedenleriyle kendisinden manevi tazminat istenmiştir. İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bu davamız haklı bulunarak Soner Yalçın, toplam 15.000 TL. manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. Gerek ben ve gerekse ailem ile ilgili olarak Soner Yalçın tarafından yazılanların gerçekleri yansıtmadığını ortaya çıkaran, öfkemizi ve üzüntülerimizi kısmen de olsa gideren Türk Adaletine ve Hakimine teşekkür ve saygılarımızı sunarım."

26 Aralık 2016 Pazartesi

Seda Güven Onur Tuna ilişkisi sonlandı mı

Seda Güven, önceki akşam "Olanlar Oldu" filminde birlikte rol aldığı Ata Demirer'in BKM'de sergilediği "Ata Demirer Gazinosu" adlı gösterisini seyretti.

Gösteri sonrası gazetecilerle sohbet eden Seda Güven'in elindeki valiz dikkat çekti. Güven valiz konusuna Annemle bir günlük kaplıca tatili yapacağız. Hemen havalimanına gideceğim" diyerek açıklık getirdi.

Ayrılma haberleri asılsızdır" sözleriyle de yalanladı.

28. İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali Haberleri

Ücretsiz olarak gösterilen seçki değişik gün ve saatlerde iki kez, Fransız Kültür Merkezi, İtalyan Kültür Merkezi ve Alman Kültür Merkezi sinema salonlarında Türkçe altyazılı olarak seyircilerle buluştu.

Yönetmenliğini Alman Matthias Kobmehl’in yaptığı “Sweeper’s Pride” (Çöpçünün Gururu) filminin gösterimi ile son bulan gecede, yarışmacıların başarı plaketleri törende hazır bulunan seçici kurul üyeleri yanı sıra, yönetmen Biket İlhan ve sinema yazarı Cüneyt Cebenoyan tarafından sahiplerine takdim edildi.

Yapılan değerlendirme sonucu, ödül dağılımı şöyle gerçekleşti:

EN İYİ KURMACA FİLM ÖDÜLÜ

“RODİ” Yönetmen: Emre Sert ve Gözde Yetişkin

KURMACA JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ

“ASFALT” Yönetmen: Süleyman Demirel

EN İYİ BELGESEL FİLM ÖDÜLÜ

“VEFA” Yönetmen: Baran Vardar

EN İYİ CANLANDIRMA FİLM ÖDÜLÜ

“TAVŞAN KANI” Yönetmen: Yağmur Altan

Cennete Mektup sinema ödülü haberi

Koruncuklar İçin B.A.K Liselerarası Senaryo ve Kısa Film Yarışması” bu yıl 2. defa düzenlendi. Tüm lise öğrencilerine açık olan yarışmaya 30 dakikayı aşmayan kurmaca filmler katılabiliyor. Aday olacak kısa filmlerde tema sınırlaması yok. Senaryoların bu yılki teması ise “mülteci çocuklar”dı.

Bu haberden çok etkilendiğini dile getiren Bostan, senaryosuyla 2. Koruncuklar İçin BAK Liselerarası Senaryo Yarışmasına katıldı. Vakıf başkanı Mehmet Güleryüz, Bostan’ın senaryosunun çok dokunaklı olduğunu, bu yüzden jürinin kayıtsız kalamadığını ifade etti. Yarışmaya katılan tüm senaryoları beğendiklerini fakat Deniz Bostan’ın değindiği önemli nokta ile öne geçtiğini dile getirdi. Suriye'de bombaların içinde tüm sevdiklerini, ailesini kaybeden küçücük bir bedenin "insanlığı sorgulayan" bu mektubu senaryolaştıran ve geçtiğimiz akşam Şişli Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle ödülünü alan Deniz, dünyanın artık bu sorunu görmezden gelemeyeceğini belirtti.

İŞTE SURİYELİ ÇOCUĞUN O MEKTUBU

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na geçtiğimiz yıl sinema eğitimleriyle destek vermeye başlayan SETEM; bir yıl boyunca 60 Koruncuğa oyunculuk, senaryo yazarlığı, kameramanlık, ışık asistanlığı ve makyözlük dallarında eğitim vermişti ve Koruncuklar yıl sonunda eğitim sertifikalarını almıştı.

25 Aralık 2016 Pazar

Erzurum Palerium Avm'den sanata destek

Erzurum Palerium AVM’de hafta sonu kültür etkinliği yaşanıyor. Ressam Yakup Dursun 9 arkadaşı ele beraber dünyanın çiçekleri adını verdiği resim sergisini açtı. Resimlerinde dünyanın çiçeklerini vatandaşlara göstermek isteyen Dursun, "Resim sergimiz 9 eserden oluşmaktadır. Amacımız dünyanın çiçeklerini vatandaşlarımıza göstermektir. Sergimize herkesi bekliyoruz" dedi.

Şair ve yazar Nilgün Babacan ise, Ağlayan Kadın isimli şiir kitabını okuyucularına tanıtmak için Palerium AVM’de stant açtı. Şiir kitabında insan ve vatan sevgisini anlattığını belirten Babacan, “Ağlayan Kadın şiir kitabımı çıktı. Tanıtımı için bizlerde bir stant açarak okuyucularımıza kitabımızı tanıtıyoruz. Şiirlerimizde insan ve vatan sevgisini işleyemeye çalıştık” diye konuştu.

TLC Tv'den Victoria Secret müjdesi

Dünyanın en ünlü defilesinde bu sene Adriana Lima, Alessandra Ambrossio, Behati Prinsloo, Candice Swanepoel ve Lili Aldridge gibi tecrübeli meleklere, ilk kez kanatlarını takan yeni melekler eşlik ediyor. Moda, fantezi ve eğlence dolu gecede izleyeceğimiz sanatçılar ise genç yıldız Selena Gomez, Ellie Goulding ve The Weeknd.

İlk kez Paris'te gerçekleşecek olan Victoria's Secret Fashion Show 2016'da, altı ana tema altında toplam 82 farklı kombin izleyeceğiz. Defilenin yıldız parçası ise 9 binden fazla mücevher işlemesine sahip, 3 milyon dolar değerindeki Bright Night Fantasy Bra. Jasmine Tookes'ın taşıyacağı sütyen, mücevher tasarımcısı Eddie Borgo imzası taşıyor ve AW Mouzannar tarafından tamamen el yapımı olarak üretilmiş.

Moda, fantezi ve eğlence dolu gecede bu sene izleyeceğimiz sanatçılar ise Grammy ve Altın Küre ödüllü Lady Gaga, 4 Grammy ödülüne sahip Bruno Mars ve 2 Grammy ödüllü The Weeknd.

RTÜK'ten en çok izlenen dizilere ceza

Kanal D ekranlarında 11 sezondur yayınlanan Arka Sokaklar, Cansu Dere'nin başrolünde yer aldığı Star Tv'nin yeni dizisi Anne, Show Tv'nin reyting rekortmeni İçerde, Atv'nin en çok izlenen dizilerinden Kırgın Çiçekler ve Kutsi'li Kalbimdeki Deniz Rtük tarafından ceza alan diziler oldu.

Dizilerin bölümlerinde çocuk istismarı, çocuğa karşı şiddet, kadına yönelik şiddet, argo ifadeler; alkol ürünlerinin konu edilmesi ve izleyenleri özendirmesi nedeni ile aile yapısı, kültürel ve ahlaki değerlere aykırı ve cinsellik ağırlıklı içerikler nedeniyle adı geçen dizilere ceza yağdırdı.

24 Aralık 2016 Cumartesi

Hüseyin Aksoy'dan Sur ilçesinde ki 14 tarihi eser ile ilgili açıklama geldi

Sözlerine devam eden Diyarbakır valisi Hüseyin Aksoy, eserlerin restorasyon işlerinin en kısa sürede tamamlanması planlanırken, çalışmalar bittiğinde eserler tekrar Diyarbakır halkının hizmetine açılacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün koordineli bir şekilde yürüttüğü restorasyon çalışmalarında, Sur ilçesinde ki teröristlerin temizlenmesi amacı ile gerçekleştirilen operasyonlarda ve yine teröristlerin saldırıların esnasında hasar alan 14 tarihi eserin onarılması amacı ile yürütülen restorasyon ve renovasyon çalışmaları hala sürmektedir diyerek çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Aksoy, Diyarbakır'ı adeta açık hava müzesi haline getiren, mimarlık ve sanat tarihi alanında öncü rolü bulunan, her birinin tarihin ve medeniyetin ışığını geleceğe aktaran ender eserlerden olan Ulu Cami, Fatih Paşa (Kurşunlu), Şeyh Muttahhar, Parlı Safa, Hasırlı, Kadı, Nasuh Paşa ve Arap Şeyh camileri ile Dört Ayaklı Minare, Ermeni Katolik ve Protestan kiliselerinin büyük hasar gördüğünü belirtti. Diyarbakır'daki ilk Osmanlı eserinin Fatih Paşa diğer adıyla Kurşunlu Cami olduğunu anlatan Aksoy, "Diyarbakır'daki camilerin en boyutlu ve en özenlisidir. Ancak 2015 yılında yaşanan terör olaylarında camimizin içi, orijinal kapısı ve kepenkleri yandı, mihrap ve minber büyük zarar gördü.
Fatih Paşa Cami 2008 yılında, Ermeni Katolik Kilisesi ise 2011 yılında proje kapsamında restore edilerek halkımızın hizmetine sunulmuştu. Ancak eserlerin hasar alması sonucu bu yıl içerisinde restorasyon çalışmalarına yeniden başlandı. 14 eserin restorasyon ve renovasyon çalışmalarını ise 9 Aralık 2018'e kadar tamamlamayı planlıyoruz" dedi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak onarım ve renovasyon çalışmalarında Fatih Paşa Camisi için 3 milyon 710 bin TL bütçe ayrıldığına dikkat çeken Vali Aksoy, "Dört ayaklı Minare ve Şeyh Mutahhar Cami için 1 milyon 085 bin TL, Ulu Cami için 1 milyon 500 bin TL, Parlı Safa Camisi ve Medresesi için 1 milyon 26 bin 432,44 TL, Ermeni Kilisesi için 1 milyon 330 bin TL ve diğer renovasyon çalışmaları için yaklaşık olarak 505 bin 509,73 TL ödenek ayrılmıştır. Bunlara diğer çalışmaları da dahil ettiğimiz zaman toplam 12 milyon 819 bin 719 TL bütçe ayrılmıştır" diye konuştu.


Bu eserleri en kısa sürede Diyarbakır halkının hizmetine açacaklarını vurgulayan Vali Aksoy, konuşmasının devamında şunları da söyledi: "Terör olaylarından dolayı zarar gören diğer eserlerden olan Diyarbakır Ulu Cami (5. Harem-i Şerif), Şeyh Muttahhar Cami, Parlı Safa Cami, Hasırlı Cami, Kadı Cami, Nasuh Paşa Cami, Arap Şeyh Cami, Dört Ayaklı Minare ve Protestan Kilisesi ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından restorasyon çalışmalarına başlandı. Ayrıca Kalkınma Bakanlığı Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında yürütülen projeler çerçevesinde Paşa Hamamı, Çardaklı Hamamı ve Şehzadeler Konağının restore çalışmalarına da başlandı. Bu üç eserin restorasyon çalışmaları için 3 milyon lira ödenek ayrıldı. Bu eserlerin restore çalışmalarını 2017'nin ilk yarısında tamamlamayı planlıyoruz. Diyarbakır Valiliğimizce, Ulu Cami ve Hanlar Bölgesi Renovasyon Projesi 1. Etap çalışmaları tamamlandı. Projenin uygulamalarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yürütüyor. Yanık Çarşı ve onun karşı cephesinin cephe giydirme ve yenileme çalışmaları hızla devam ediyor. Projenin tamamlanması ile Sur içinde örnek bir cephe çalışması yapılmış olacak ve diğer etap çalışmalarına ivedi bir şekilde başlanılacak."

Ölene kadar'da işlenmeyen suçun cezası

İsminde bir türlü karar verilemeyen, ilk olarak Esaretin Bedeli, daha sonra Müebbet olarak planlanan ancak son bir değişiklik ile Ölene kadar adını alan Atv'nin yeni dizisi yakında Atv ekranlarında izleyiciler ile buluşacak.

Ölene Kadar Dizi Konusu

Tıpta uzmanlık almak üzere olan Dağhan (Engin Akyürek) dizinin kötü karakteri olan Ömer (Sarp Levendoğlu) tarafından hapse attırılır. Aslında Dağhan masumdur ve işlemediği bir suç yüzünden müebbet hapse mahkum edilerek tüm hayatı elinden alınır. Çocukken kalp nakli yapılan, abileri karanlık işlere bulaşmış idealist bir avukat olan Selvi (Fahriye Evcen) Dağhan'ı müebbet cezadan kurtarmaya çalışan avukat olarak dizide karşımıza çıkacak. Hiç bir suçu olmadığı halde hapse mahkum edilen Dağhan, sevdiği kadını, hayatını ve hayallerini kaybeden masum bir adamdan, haksız yere düştüğü bu esaret, ve hayatta neyi varsa kaybetmiş olmanın bedelini ödetecek bir suçlu haline dönüşecek. Selvi ise Dağhan'ı kurtararak taşıdığı vicdan yükünü hafifletmeye çalışırken Dağhan'la olan bu karşılaşmalarından sonra artık hiç birinin hayatı eskisi gibi olmayacaktır.

Ölene Kadar Oyuncuları

Yapımcılığını Muhteşem Yüzyıl serileri ile bildiğimiz TIMS Prodüksiyon'un üstlendiği, senaristliğini Elif Usman Ergüden’in yapıp Umur Turagay’ın yönettiği dizinin oyuncu kadrosunda Akyürek, Evcen ve Levendoğluna Gülcan Arslan, Tansu Biçer, Lale Mansur, Ragıp Savaş, Kadriye Kenter, Serpil Gül, Taner Turan, Ferdi Sancar, Gizem Kala, Cihat Süvarioğlu, Aykut Akdere ve Fatih Dokgöz gibi isimler eşlik edecek.

İlker Kızmaz'ın yeni dizisi Umuda kelepçe vurulmaz

En son olarak Kanal D ekranlarında yaz dizisi olarak başlayan ancak sezon dönemi geldiğinde reytinglerinde büyük bir kayıp yaşayıp beklenmedik bir final yapmak zorunda kalan Tatlı İntikam dizisinde Barış karakterini canlandıran yakışıklı oyuncu, yapımını Bi Yapım'ın üstlendiği, yapımcılığını Burak Sağyaşar'ın, yönetmenliğini ise Cemal Şan'ın yaptığı Fox Tv'nin yeni sezon dizilerinden olan Umuda Kelepçe Vurulmaz kadrosuna dahil oldu.

Dizi'de Emir Ateş adında yurt dışında eğitim almış başarılı bir iş adamını canlandıracak olan Kızmaz, Tatlı İntikam dışında daha önce yine Kanal D ekranlarında yayınlanan Aşk-ı Memnu ve reytinglere yenik düşüp kısa sürede final yapan Benim Adım Gültepe yanı sıra Sevda Kuşun Kanadında ve Sevdam Alabora gibi dizilerde de yer almıştı.

Umuda Kelepçe Vurulmaz Dizi Konusu

Başka şehirler, başka hayatlar ve farklı suçlar işlemiş lise çağındaki yedi mahkum gencin hayatları, kendilerine sunulan okuma hakkıyla bir anda tamamen değişir. Milletvekili bir baba ve çok zengin bir annenin oğlu olan Onur için başlatılan bir proje sayesinde Fırat, Azad, Kömür, Nazlı, Peri ve Narin de okuma hakkı kazanırlar. Onlar hem mahkum hem de öğrencidir artık. Ve İnci öğretmen… Hapishanede doğmuş, annesinden küçük yaşta ayrılmış, yetimhanelerde büyümüştür. Bütün hayatını suçlu çocukların topluma kazandırılmasına adamış ancak bürokrasinin soğuk esintisi yüzüne çarpmış ve hayata küsmüş idealist bir genç kadın. Bu proje onunda yeniden hayatla barışmasına sebep olacaktır. Her an ortaya çıkmaya hazır sırlar, diğer mahkum gençlerin kolejli gençlerle süren aralıksız sınıf çatışması paralelinde ellerinde olan tek şey ise sadece umutlarıdır.

Meryem Uzerli, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz kadrosunda

Ancak son günlerde tekrar adı Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz ile anılmaya başlanan Meryem Uzerli'nin dizinin kadrosuna konuk oyuncu olarak katılması kesinleşti. Suzan adında ki canlandıracağı karakterin bir ajan olması nedeni ile dizi de güçlü bir karakteri canlandıracağı muhakkak. Ki Uzerli güçlü kadın rolüne uzak bir isim değil, özellikle de Muhteşem Yüzyıl dizisinde canlandırdığı Osmanlı döneminin en güçlü kadınlarından biri olan Hürrem Sultan ile güçlü kadını oynamayı oldukça iyi başardığını söyleyebiliriz.

Muhteşem Yüzyıl dizisi ile Türkiye'de bir anda ünlenen ve ödül üstüne ödül alan güzel oyuncu Muhteşem Yüzyıl'dan ayrıldıktan sonra pek çok dizi teklifi almış ancak o dönem "tükenmişlik sendromu" yaşadığını belirten oyuncu dinlenmeye çekilmişti ve tabi hamilelik sürecini de unutmayalım. Meryem Uzerli'yi dizisi projesi olarak en son geçtiğimiz sezon Murat Yıldırım ile birlikte baş rolünde yer aldığı ve büyük umutlarla ekrana gelen ancak istenilen reytinglere ulaşamadığı için yayından kaldırılan Gecenin Kraliçesi dizisinde Selin karakteri ile izlemiştik. Sonrasında Ozan Güven, Belçim Bilgin ve Okan Yalabık gibi oyuncuların da yer aldığı Anamın Yarası adlı sinema filminde Mariya rolu ile izlediğimiz oyuncu uzun süredir ekranlardan yine uzaktı.

Konuk oyuncu olarak katılacağı Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde henüz kaç bölüm oynayacağı kesinleşmeyen Uzerli bölüm başı için 50 bin TL ücret alacak.

Melihat Gülses Konseri

Anadolu Üniversitesi sanat alanında ki etkinliklerini sürdürmeye devam ediyor. 19 Aralıkta'da 10. Palto günleri etkinliği kapsamında sanat etkinliklerinin düzenlenmeye başladığı Anadolu Üniversitesinde 20 Aralıkta'da Rüzgarda Salınan Nilüfer filminin yönetimi Seren Yüce ile bir söyleşi düzenlenmişti.

Türk Klasik Müziğinin tanıtılması noktasında yurt dışının pek çok noktasında verdiği konserlerle büyük katkılar sunan klasik müziğin duayenlerinden Melihat Gülses 1996 yılında Tatyos Efendi ve  2002 yılında İncesaz Müzik Topluluğu’nun çıkardığı İki/Eylül albümünün solistliğini yapmıştı. Seslendirdiği tüm değerli eserler dinleyenleri tarafından büyük bir ilgi ve beğeni ile dinlenen Melihat Gülses, şuanda hala TRT İstanbul Radyosu’nda bu çalışmalarını sürdürüyor. Anadolu Üniversitesi'nin Devlet Konservatuvarı Fakültesinin davetlisi olarak 23 Aralık'da Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde bir konser verecek. Muhteşem sesi ve kapsamlı repertuvarıyla dinleyicilerde eşsiz bir iz bırakacağı muhakkak. Anadolu Üniversitesi'nde vereceği ilk konserinin ilk bölümünde Türk Müziği sazları eşliğinde dinleyicilerine klasik tarzda bir repertuvar sunacak, ikinci bölümde ise sadece piyano eşliğinde günümüz bestecilerinin eserlerine yer verecek.

Sen Sağ Ben Selamet Film Galası Yapıldı

Sağ Salim ve Sağ Salim 2 filmleri ile daha da iyi tanıdığımız Burçin Bildik, filmin üçüncü serisini getirmedi ancak tıpkı Sağ Salim'de olduğu gibi tesadüf karşılaşmalar ve başlarına açılan belaların aktarıldığı(3 kaçağın tesadüflerle dolu karşılaşması) Sen Sağ Ben Selamet ayrı bir film olarak sinema severler ile buluşmuştu. Vizyona girdiğinden bu yana iyi bir izleyici sayısı yakalayan başarılı filmin galası Cevahir AVM'de gerçekleşecek. Filmin oyuncu kadrosunda Burçin Bildik ile birlikte sinema'da en son kısa süre önce Geniş Aile'nin yeni filmi ile izlediğimiz ve hali hazırında hala Star Tv ekranlarında yayınlanmaya devam eden Hayat Bazen Tatlıdır dizisinde okul müdürünü canlandıran Ufuk Özkan'ın yanı sıra en son "Somuncu Baban Aşkın Sırrı" filmi ile izleyicilerin karşısına çıkan Tuvana Türkay, Ufuk Özkan gibi Hayat Bazen Tatlıdır dizisinde rol alan başarılı tiyatrocu Lale Başar, Fox Tv'nin uzun soluklu dizisi O Hayat Benim'de yardımcı oyuncu olarak rol alan Ayçin İnci, Hakan  Karahan, Hasan Küçükçetin, Murat Kocacık ve Müge Uzel'de yer alıyor.

Yapımcılığını Süreç Film'in yaptığı filmin senarist ve yönetmenliğini Sağ Salim Serisi yanı sıra Yusuf Yusuf ve Aşk Yeniden dizisinden hatırlayacağımız Ersoy Güler üstlendi. 19.10'da gerçekleşen filmin halka açık galasında bileti alabilen, aksiyon, macera ve komedi dolu filmi oyuncularla birlikte izleme şansı yakaladı.

Peynire dergi - Cheese Life Magazin

Bu konuda bir ilke imza atan ikili 3 aylık periyodlar ile basılacak olan Cheese Life Magazin dergisi hakkında düzenledikleri basın toplantısında, geçmişte peynirle ilgili kitap da yazdıklarını hatırlattı. Ülkemizde peynir üstüne bir magazin dergisinin bulunmadığını belirten derginin yazı işleri müdürü Av. Öztürkler, "Peynir üzerine yazılan kitaplar, makaleler ve anılar birbirini izlemektedir. Peynir üzerine o kadar çok şey yazılıp çizilmektedir ki, neredeyse peynirin magazinsel, güncel ve yaşamsal yönü peynirin teknik yönünün önüne geçmektedir. Peynir artık beyazdan sarıya veya maviye değişen renkte hayvansal bir mamul olmaktan çok lezzetin yaşama kattığı renkler silsilesinde önemli, farklı ve ayrıcalığı olan bir figür olarak karşımıza çıkmaktadır. Peyniri keşfettiğinizde sadece damağınıza gelen bir lezzeti değil, peynirle birlikte birçok şeyi de keşfediyorsunuz. Peynir ile özdeşleşen diğer önemli bir kavram ise kültürdür. Üstelik kültür yaşamın özü olarak da nitelenebilir. Sonuç olarak denilebilir ki peynirin, sütün işlenmesiyle başlayan macerası kalıba dökülmesi ile bitmiyor. Peynirin macerası binlerce yıl öncesinden başlamış olup hala devam ediyor. Hem de her gün kervanına bir şeyler katarak, değişerek ve gelişerek Bu maceranın yüzyılımızdaki yansıması üç kelime ile özetlenecek olursa ancak şöyle söylenebilir: Peynir, Yaşam ve Magazin. Bunun için -Cheeselifemagazine- dergisi doğru yerde duruyor” diye bildiri de bulundular.

Doğumla başlıyor

Peynirin yaşamla olan doğrudan alakasının doğumla başladığını ifade eden Öztürkler ve Öztürk, açıklamalarına şunları da eklediler: "Peynir hamilelikten tutun hamilelik sonrası bebeklik, gençlik, yaşlılık çağlarını da içine alan bütün dönemlerinde fiziksel olarak insanı destekleyen bir üründür. Bu yönüyle yaşamın olmazsa olmazı olan sağlık noktasından da yaşamın merkezine oturmaktadır. Peynirin vitaminleri, mineralleri, proteinleri ve besin değerleri sağlıklı bir yaşam için gerekli olan öğelerdir. Peynirin bizzat yaşamın içinde var olması, ekonomik, sosyal ve kültürel bir ürün olması bizi peynir üzerinde tekrar düşünmeye sevk ediyor. Peyniri sevmek ve yaşamın bir parçası olarak görmek için birçok neden daha vardır. Siz fark edersiniz veya fark etmezsiniz her gün peynirle ilgili şehrinizden ve evinizden içeriye değişik hikayeler ve tarifler girmektedir. Her gezginin, her turistin ya günlüğünde ya da damağında peynirle ilgili mutlaka bir şeyler kalır. Peynir canlı olduğu kadar, yaşatır da. Canlılığın içinde yaşamını sürdüren bir ürün olarak her geçen gün değişik anlamlar kazanır. Kendine özgü bir dünyası olan peynir topraktan, emekten ve yemekten ayrı düşünülemez. Çünkü peynirin vücut bulmasında rol oynayan aktörler ve faktörler doğrudan yaşamın merkezinde yer almaktadır. Bunlar, bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar, peynir üreticileri, işçiler, çiftçiler, tüketiciler ve tacirler olarak sıralanabilir." Peynir ile iş, üretim, yemek ve eğlence dünyası neredeyse iç içedir. Bu da peynirin bire bir yaşamla iç içe olduğunu göstermektedir. Öyle ki peynir yaşamın içinde olduğu kadar, yaşamın geçmişi ve bugünü de peynirin içinde akıp gitmektedir.